Asya Kıtasının en uç noktasıdır. Antik çağda Lekton yada Lektos olarak adı geçer. Homeros’un İlyada adlı eserinde, İda dağının batıdaki en ucundan uyku tanrısı ile tanrıça Hera’ nın denizden fırladıkları yer olarak bahseder. Bu burun Bababurnu’dur. Babakale bu burnun ucunda yer alan köydür.

Deniz seferinden dönüş yapmakta olan Sultan III. Ahmet fıtınaya yakalanır ve bu doğal limana sığınır. Padişahın köye gelmesiyle köylüler şikayetlerini sultana anlatırlar. Köylülerin Frenk korsan gemilerinden çok rahatsız olduğunu ve sürekli yağmalandıklarını öğrenen III Ahmet 1925 yılında Veziri Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’ya bu köye bir kale yaptırmasını emreder.
Bir ferman çıkarılarak mahkumların Bababurnu’nda çalışmaları halinde serbest kalacakları buyrulur. Ülkenin dört bir yanından getirilen mahkumlar canla başla çalışarak kalenin yapımını sağlarlar. Limanın inşaatı başladığı zaman Kaymak Mustafa Paşa, Patrona Halil isyanında öldürülünce inşaat yarım kalır. Liman çok sonraki tarihlerde tamamlanır.

Osmanlının son kalesi inşa edilirken kale içerisine 5 km künk döşenerek çeşme, cami ve evler inşa edilmiştir. Kalenin inşaatı tamamlanınca tüm mahkumlar özgürlüklerine kavuşturulmuştur.
1925 yılında yapımına başlanan Son osmanlı kalesinin 1930 lu yılların sonuna doğru tamamlandığı düşünülmektedir.