Zeynel Kılıç
23 Kasım 2017 Perşembe

Zeynel Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları

Nasıl Bir Tahlil Yöntemi

İnsanı ilgilendiren hiçbir olay, olgu, durum ve bunun gibi süreçlerden sonra ortaya çıkabilen her türlü tüzel kişilik ve kurum, insanın kendi tarihinden bağımsız olarak ele alınamamalıdır. İnsan denilen varlık, şimdiki zamanda var olmakla beraber, kendi varlığının anlamını şu ya da bu biçimde; geçmişe, yaşamışlıklarına, yaşadıklarına, hatırladıklarına, anılarına, hafızasındakilere dayandırarak, dayanarak oluşturur. Buna “hafıza” diyebiliriz. Diğer bir tabirle, Her insan kendisine kimlik oluştururken, geçmişte yaşadığı ve bunlardan geriye hafızasında yer eden olaylarla kendisini tanımlar.
Hafızası, tarihi, geçmişi olmayan bir insan, günümüzde Klinik-patolojik vaka olarak tanımlanır, dolayısıyla sağlıklı değildir. Farazi tabirle söylersek “ot” tanımlamasına girmektedir.
Burada irdelenmeye çalışılan şey, insana dair olanlardır. İnsana dair olan bir şeyi günün verileri ile değil, hafıza yani geçmiş dönük olarak temellendirebilirsek doğru bir zeminde anlamlandırma yapabilme ihtimalimiz yüksek olacaktır.
Özenle belirtmek gerekir ki bu ve benzeri hadiselerde sadece Günlük olayların veri alınması, aynı hafızasız insana benzer ki bu durumda yapılan tahlilin tıpkı yukarıda ki hafızasız insanın klinik vaka, hastalıklı olmasına neden olduğu gibi günlük olaylarla yapılan tahlillerin de hastalıklı yani yanlış olduğunu gösterir.
Günlük olaylar insan duyguları gibidir, çok çabuk değişip, farklı bir içeriğe bürünebilir. İncelemek veya anlamak istediğimiz bir vakanın tahlilini sağlıklı yapabilmek için onun tarihsel temellerini yani hafızasını iyice kurcalamalıyız. Tıpkı el-an değişen duygular gibi güncel olanla kavramları ve hadisleri tek başına incelemeye kalkarsak devamlı kaypak olan bir zeminin üstünde kendimizi bulacağımızdan, olaylara nüfuz edebilmemiz zorlaşacaktır.
Bu açıklamalarla kavramları ve hadisleri anlamdırırken nasıl bir metot takip edilebileceği hakkında özetle genel bir içerik vermiş olduk. Geçmişin bilgisi (tarih) ve olayların-kavramların doğduğu veya meydana geldiği mekân (coğrafya), bizleri olayların ve kavramların özüne-ruhuna nüfuz etmemizi sağlamaktadır. Bunlarla temellendirilecek açıklamalar ise günlük olan olayları daha iyi kavramamıza, güncel, günlük, anlık olanın kaypak zemininde esir düşmekten alıkoyulmamızı sağlayacaktır.

Paylaş:
Bir Garip Su Hikayesi

İbrahim Kıroğlu

Bir Garip Su Hikayesi

Çanakkale’de bir garip su hikayesi. Lapseki’de yaşandığı iddia edilen olay şöyle gelişir. Milliyet Gazetesi’nden haber araştırma müdürü Pınar Aktaş, bayram

Köprü Yapılmasına Ne Gerek Var

İbrahim Kıroğlu

Köprü Yapılmasına Ne Gerek Var

Çanakkale’ye köprü yapılmasın diyenler var bu ülkede. Çanakkale’ye köprü yapılmasına ne gerek var, diyenler var. Çanakkale’de köprü yapılacak kadar yoğunluk

Fatih Sultan Mehmet, Çanakkale ve Kale-i Sultaniye

Zeynel Kılıç

Fatih Sultan Mehmet, Çanakkale ve Kale-i Sultaniye

Çimenlik Kalesi ve Kilitbahir’i İSTANBUL’un savunması ve Pay-i tahtın kalbini korumak için FATİH SULTAN MEHMET tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. İki kalenin